"Doğrusunu isterseniz ağır buldum," diye yanıtladı Bayan Bennet. "Bay Jones şimdilik onu yerinden kıpırdatmamanızı söylüyor. Nezaketinizden bir süre daha yararlanmak zorunda kalacağız."

Bingley, "Eve götürmek mi?" dedi. "Aklınıza bile getirmeyin. Eminim kız kardeşim de bunun sözünü ettirmeyecektir."

"Bayan Jane Bennet bizde kaldığı sürece olabildiğince özen görecektir," dedi Caroline Bingley soğuk bir nezaketle, "bundan emin olabilirsiniz, efendim."

Bayan Bennet bol keseden teşekkür etti.

"Böyle iyi dostlarımız olmasaydı Jane'in hali ne olurdu, bilemiyorum. Çünkü çok hasta olduğu ve acı çektiği halde, her zaman olduğu gibi, gerçekten büyük bir dayanma gücü gösteriyor. Tartışmasız dünyanın en iyi huylu kızıdır. Öbür kızlarıma hep söylerim, Jane'in tırnağının ucu bile olamazsınız diye. Bu salon çok şirin Bay Bingley, şu çakıllı yolun manzarası da çok güzel. Sanırım ülkede Netherfield'in bir eşi daha yoktur. Burasını kısa bir süre için kiraladınız, ama umarım hemencecik bırakıp gitmeye kalkışmazsınız."

"Ben her işimi hemencecik yaparım," diye yanıtladı Bingley. "Onun için eğer Netherfield'i terk etmeye karar verirsem beş dakikada çıkıp giderim. Ama şimdilik kendimi buraya tamamen yerleşmiş sayıyorum."

"Ben de öyle tahmin ediyordum," dedi Elizabeth.

Bingley ona dönerek merakla, "Demek beni anlamaya başlıyorsunuz, öyle mi?" diye sordu. "Ya, evet. Sizi çok iyi anlıyorum."

"Bunu bir iltifat olarak kabul etmek isterdim, ama korkarım bu kadar kolay anlaşılır olmak hiç hoş bir şey değil."

"Sizce böyle olabilir. Ama bundan, sizinkinden daha derin ve anlaşılması güç bir kişinin, daha az veya daha çok saygın olduğu anlamı çıkarılamaz."

"Lizzy!" diye bağırdı annesi. "Nerede olduğunu unutma; burada da evdeki'gibi ileri geri konuşma."

Bingley, "Sizin karakter okuma merakınız olduğunu bilmiyordum. Çok eğlenceli bir iş olsa gerek," diye devam etti.

"Evet. Ama insanı en çok eğlendiren de, anlaşılması güç karakterleri analiz etmektir. Hiç değilse böyle bir üstünlükleri var."

Darcy, "Genellikle taşrada pek az analiz edilecek konu bulunabilir," dedi. 'Taşrada insan çok dar ve tekdüze bir topluluk içindedir."

"Gelgeldim insanlar zamanla o kadar çok değişiyorlar ki; her zaman gözlemlenecek yeni bir şey bulunuyor."

Darcy'nin taşradan böyle söz etmesine alınan Bayan Bennet, "Gerçekten de öyle," diyerek kızının sözünü onayladı. "Taşrada da şehirde rastlanan olayların olduğuna inanabilirsiniz." Herkes şaşırmıştı. Darcy bir an Bayan Bennet'ın yüzüne baktıktan sonra sessizce başını çevirdi. Ona karşı tam bir zafer kazandığını sanan Bayan Bennet zaferin tadını daha da çıkartmak için, "Bana sorarsanız, mağazalanyla eğlence yerleri bir yana, Londra'nın taşradan üstün olan bir yanını göremiyorum. Taşra çok daha hoştur. Öyle değil mi, Bay Bingley?"

Bingley, "Taşrada olduğum zaman kente dönmek istemiyorum," diye yanıtladı. "Şehirde bulunduğum zaman da hemen aynı şey oluyor. İkisinin de iyi yönleri var. Ben hangisinde yaşarsam yaşayayım mutlu olabilirim."

Bayan Bennet, "İyi huylusunuz da onun için," dedikten sonra Darcy'ye bakarak, "Ama bana öyle geliyor ki bu bayın gözünde taşranın değeri yok," diye ekledi. Annesinin sözleri üzerine kıpkırmızı kesilen Elizabeth, "Kesinlikle yanılıyorsunuz anneciğim," dedi.