Zaten beğenilecek mahlûk değil ya, ha, ne diyordum, şey... O sırada dansa kalkan Bay Bingley, Jane'i süzüyordu. Jane'in kim olduğunu sordu, birini bulup tanışmalarını sağladı, sonra da üst üste iki dansı onunla yaptı. Ardından King'lerin kızıyla, daha sonra küçük 39

Maria Lucas'la, sonrakilerde gene Jane'le, en sonraki iki dansı da Lizzy ve Boulanger ile yaptı..."

Kocası sabırsızlanarak sözünü kesti: "Bana karşı biraz acıması olsaydı daha az dans ederdi. Tanrı aşkına, kimlerle dans ettiğini sayıp dökmeyi bırak. Bu adamın ne dansa kaldırdığı kızlar, ne de daha ilk dansta ayağını burkması beni ilgilendirir!"

"Ah, Bay Bennet," diye sözlerini sürdürdü Bayan Bennet, "bu genç pek hoşuma gitti. O kadar yakışıklı ki! Kız kardeşleri de alımlı kadınlar. Ömrümde onlarınki kadar şık elbiseler görmedim. Diyebilirim ki Bayan Hurst'ün elbisesindeki dantel..." Bayan Bennet'ın sözü gene yanda kaldı. Bay Bennet giyim kuşam sözü dinlemeyeceğini kesin bir dille belirtti. Bunun üzerine konuya girmek için başka bir yol aramak zorunda kalan Bayan Bennet, acı içinde ve biraz da abartarak Bay Darcy'nin müthiş kabalığını anlattı: "Ama sizi temin ederim ki, onun hoşuna gitmemekle Lizzy büyük bir şey kaybetmez. Çünkü bu adam herhalde dünyanın en kötü, en kibirli adamı. Ona yakın davranmaya değmez. Öyle burnu havada, öyle kibirli ki katlanılır şey değil. Sadece gezindi durdu; aklınca kendinden büyük adam yok. Kızlardan hiçbiri dans edilecek kadar güzel değilmiş! Keşke orada olsaydınız da, ona haddini bildirseydiniz. İyice tiksindim bu adamdan, ne yalan söyleyeyim!"

IV - V

Jane ile Elizabeth baş başa kaldıklarında, önce Bay Bingley'yi övmekte ölçülü davranan Jane, kız kardeşine genç adamı ne kadar çok beğendiğini açıkça anlatmaya başladı. "Genç bir adamda aranan her şey onda var," dedi, "Akıllı, iyi huylu, hayat dolu; sonra ben ömrümde bu kadar kibar bir insan görmedim. Ne kadar mükemmel yetişmiş, ne kadar rahat!" "Yakışıklı da..." diye karşılık verdi Elizabeth, "genç bir adamın olması gerektiği gibi; demek ki kusursuz bir adam."

"Beni ikinci defa dansa kaldırması gururumu okşadı. Böyle üstüme düşmesini beklemiyordum."

"Öyle mi? Senin adına ben bekliyordum. Aramızdaki büyük farklardan biri de bu zaten. İltifatlar senin için her zaman sürpriz olur, benim için ise tam tersi. Onun seni ikinci kez dansa kaldırmasından daha doğal ne olabilirdi? Salondaki kadınların en güzelinden en az beş kat daha güzel olduğun gözünden kaçmadı. Kısacası, bundan onun kibarlığına pay çıkarmaya gerek yok. Evet, şüphesiz çok hoş bir adam ve onu beğenmene izin veriyorum. Ondan daha aptallarını da beğendiğin olmuştur."

"Ah Lizzy!"

"Senin çoğunlukla bütün insanları sevip beğenmeye karşı aşın bir eğilimin vardır. Kimsede kusur görmezsin. Senin gözünde bütün dünya iyi ve hoştur. Bir kişi hakkında bile kötü söz söylediğini ömrümde duymadım."

"İnsanlara kusur bulmakta aceleci davranmak istemem, gene de her zaman düşündüğümü söylerim." "Biliyorum, zaten şaşılacak nokta da bu ya. Senin gibi zeki bir kızın, başkalarının aptallıklarına, saçmalıklarına gözlerinin kapalı olması.