İçten görünmeye özenenler çoktur, bunlara her yerde rastlanır. Ama böyle gösterişsiz, art niyetsiz içtenlik; herkesin karakterinin iyi taraflarını abartmak, sonra da kötü taraflarından hiç söz etmemek yalnız sana özgü bir davranış. Demek bu adamın kız kardeşlerinden de hoşlandın, öyle mi? Oysa ki tavırları Bingley'ninkiler gibi değil."
"Tabii, ilk bakışta öyle görünüyor, fakat konuşunca çok hoş kadınlar olduklarını anlıyorsun. Bekâr kız kardeşi de Bay Bingley'yle oturup ve evi çekip çevirecekmiş. Çok cana yakın bir komşu olacağından eminim."
Elizabeth ses çıkarmadan dinledi, ama ablasının dediklerine aklı yatmadı. Bingley'nin kız kardeşleri baloda genel olarak, hiç de kendilerini sevdirecek bir biçimde davranmamışlardı. Kız kardeşinden daha iyi bir gözlemci ve daha az yumuşak başlı olan Elizabeth yargısını etkileyecek herhangi bir övgü de olmadığından, bu kadınları beğenmek eğiliminde değildi. Aslında oldukça güzel kadınlardı: Keyifleri yerindeyken sevimli olma, hoş görünme yeteneklerine diyecek yoktu, ama burnu büyük ve kibirliydiler. Londra'nın ilk özel okullarından birinde eğitim görmüşlerdi. Yirmi bin sterlinlik drahoma* sahibiydiler; gegereğinden çok para harcamaya, mevki sahibi kimselerle görüşme alışkanlığına sahiptiler. Bu nedenle kendilerini beğenip başkalarını küçük görmeye haklan olduğunu düşünüyorlar, Kuzey İngiltere'de servetini ticaretle kazanmış saygın bir aileden geldiklerini de hiçbir koşulda unutmuyorlardı.
* Hıristiyan ve Musevilerde gelinin güveye getirdiği mal, para
Bay Bingley'e, bir malikâne satın almak isteyen, ama ömrü buna yetmeyen babasından yüz bin sterline yakın bir servet kalmıştı. Bay Bingley'nin de zaten böyle bir niyeti vardı ve bazen hangi bölgeye yerleşeceğini bile seçtiği olurdu, ama Bingley'nin ne kadar avare olduğunu, onun şu sırada geniş, güzel bir eve yerleştiğini bilenler ^artık ömrünü Netherfield'de geçirip, mülk edinme işini kendinden sonrakilere bırakmasını daha akla yakın buluyorlardı. Kız kardeşleri Bingley'nin bir malikâne sahibi olması için can atıyorlardı. Gene de şu sırada yalnızca kiracı olmalarına rağmen Bayan Bingley, ağabeyinin evinin hanımı olmaya hiç de gönülsüz değildi. Paradan çok, gösterişi olan bir adamla evli olan Bayan Hurst de, işine geldiği zaman ağabeyinin evini kendi evi sayma konusunda hiç nazlanmazdı. Bay Bingley rüştünü kanıtlayalı daha iki yıl bile olmadan adını duyduğu Netherfield Köşkü'nü görmeye gitti. Yarım saat kadar içini gezdi, yerini ve belli başlı odalarını beğendi; ev sahibinin övgü dolu sözlerinden hoşnut kaldı ve köşkü hemen kiraladı. Bingley ile Darcy'nin karakterleri birbirine çok zıt olmasına rağmen, gene de aralarında çok güçlü bir arkadaşlık vardı. Kendi huyundan hiç şikâyetçi olmadığı ve kendisiyle taban tabana zıt olduğu halde Darcy, Bingley'yi, doğallığı, içtenliği ve uysallığı yüzünden seviyordu. Bingley, Darcy'nin görüşlerine çok büyük bir güven duyar; yargılarına da büyük değer verirdi. Anlayış açısından Darcy daha üstündü; Bingley de anlayışsız biri değildi, ama Darcy daha zekiydi. Aynı zamanda kibirli, duygularını açığa vurmayan, titiz bir adamdı; iyi eğitim görmüş olmasına rağmen insanlara sokulmazdı. Bu açıdan da arkadaşı ondan çok üstündü. Bingley gittiği her yerde kendini sevdirir; Darcy ise çevresindekileri her zaman gücendirirdi. Meryton'daki balo hakkındaki konuşmaları bu iki arkadaşın karakterlerini ortaya koyuyordu: Bingley, hayatında bu kadar güzel insanlara, bu kadar hoş kızlara rastlamamıştı; herkes kendisine çok iyi, çok kibar davranmış; herhangi bir resmiyet, soğukluk olmamış, kısa sürede salondaki herkesle kaynaşmıştı. Bennet'ların kızına gelince; Bingley ondan daha güzel bir melek düşünemiyordu. Darcy ise, arkadaşının tersine, güzellikten, kibarlıktan nasipsiz bir insan kalabalığı görmüş, hiçbirine karşı en ufak bir ilgi duymamış, hiçbirinden de en ufak bir yakınlık görmemişti. Evet, Bennet'ların kızı hoştu, ama fazla sırıtıyordu. Bayan Hurst ile kız kardeşi, Darcy'ye hatır için hak vermekle beraber, Bennet'ların kızını beğenmiş ve hoşlanmışlar, tatlı bir kız olduğunu, onu daha yakından tanımakta sakınca görmediklerini söylemişlerdi. Böylece Bayan Jane Bennet'ın tatlı bir kız olduğu kabul edildi; kız kardeşlerinin bu övgüsü üzerine Bingley bu kızı istediği kadar düşünebileceğini anlamış oldu.
Longbourn'a yakın bir mesafede Bennet'ların içli dışlı olduğu bir aile oturuyordu.
1 comment