Ancak bu açıklamama “Giriş” yazısı dahil değil. Yanlış hatırlamıyorsam onu tamamen kendisi yazdı.
Ve şimdi bir kez daha çirkin evladıma, “önün açık olsun,” diyorum, ölüm ya da kederin, kalbimde hakiki bir yankı uyandırmayan sözcüklerden öteye gidemediği mesut günlerimin ürünü olduğu için, içimde ona karşı bir sevgi var. öykünün kimi sayfalan, yalnız olmadığım, dünyada artık göremeyeceğim o kişiyle birlikte yaptığım birçok yürüyüşü, birçok gezintiyi ve birçok sohbeti dile getirir. Ama bana ait şeyler bunlar, okuyucularımı ilgilendirebilecek beraberlikler değiller.
Yaptığım değişikliklerle ilgili kısa bir açıklamam olacak. Temelde üslubu ilgilendiren değişikliklerdi bunlar, öykünün hiçbir yerini değiştirmediğim gibi yeni fikirler ya da durumlar da eklemedim. Anlatımın amacına müdahale edecek kadar cüretkâr olduğu noktalarda dilde değişiklikler yaptım ki bunların da neredeyse tamamı ilk bölümün başında yer alıyor. Geriye kalanlar ise hikâyenin özüne ve yapısına dokunmaksızın yaptığım basit eklemelerden ibaret.
M.W.S
Londra, 15 Ekim 1831
Giriş
Dr. Darwin ve Almanya'nın bazı fizyoloji yazarları, bu hikâyenin temel aldığı olayın imkânsız olmadığı kanaatindeler. Benim bu tür hayale en ufak bir ciddi inanç beslediğim düşünülmesin. Ancak onu fantezi ürünü bir eserin temeli olarak alırken de kendimi doğaüstü dehşet öyküleri dokuyan biri olarak gördüğümü söyleyemem, öykünün dayandığı olay, bildiğimiz hayaletli ya da büyülü hikâyelerin dezavantajlarını taşımıyor. Dayanağını, anlattığı durumların tuhaflığından alıyor ve her ne kadar fiziksel gerçeklik bağlamında imkânsız olsa da insani tutkuları, bilindik olaylar arasındaki sıradan ilişkilerin ifade edebileceğinden çok daha anlaşılır ve etkili bir şekilde ifade ederek hayal gücüne bir bakış açısı kazandırıyor.
Bu nedenle öyküyü yazarken insan doğasının temel prensiplerini korumaya gayret etmekle birlikte, bu prensiplerin bileşkeleri üzerinde yaratıcılık sergilemekten çekinmedim. Trajik Yunan şiiri İlyada, Shakespeare’in Bir Yaz Gecesi Rüyası ile Fırtına’sı ve özellikle Milton’ın Kayıp Cennet'i de bu kurala uyar. Ayrıca eserleriyle keyif verebilmeyi ya da onlardan keyif almayı amaçlayan her mütevazı yazar, haddini aşmaksızın öykülerinde bu ayrıcalığa, daha doğrusu kurala başvurabilir. Şiir türünün en güzel örnekleri, insani duygulan binbir muazzam haliyle bir araya getiren bu benimseyişin sonucunda doğmuştur.
Öykümü yaratan şartlar sıradan bir sohbet esnasında gelişiverdi. Amaç biraz eğlence biraz da zihnin zorlanmamış sınırlarını zorlamaktı. Çalışmanın devamında ise bunların yanında başka bazı dürtüler de işin içine girdi, öyküyü oluşturan fikir ve karakterlere mahsus ahlaki eğilimlerin okuyucuda uyandıracağı etkilere karşı hiçbir şekilde kayıtsız olmadığımı belirtmek isterim. Ancak bu konudaki esas kaygım, günümüz romanlarının cesaret kırıcı etkilerinden kaçınmak ve aile sevgisinin güzelliği ile evrensel erdemliliğin üstünlüğünü sergilemekle sınırlıydı. Kahramanın karakterinin ve kahramanın içinde bulunduğu durumun doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan fikirler, kesinlikle benim inanç sistemimde var olagelmiş fikirler olarak görülmemeli ve bunu takip eden sayfalardan herhangi bir felsefi doktrine zarar verilecek bir yargıya varılmaması gerektiği bilinmelidir.
Öyküye büyük ölçüde temel oluşturan manzaranın yer aldığı muhteşem bölgenin ve daima özlemle anılacak olan ortamın, aynı zamanda öykünün doğduğu yer oluşu da yazar için apayrı bir ilgi kaynağıdır. 1816 yazını Cenevre civarında geçirdim. Hava soğuk ve yağmurluydu, bizler ise akşamları alev alev yanan şöminenin etrafında toplaşarak elimize geçirdiğimiz birkaç Alman hayalet öyküsüyle kendimizi eğliyorduk. Bu öyküler bizde, keyifli bir taklit arzusu uyandırdı. Bunun üzerine iki arkadaşımla birlikte doğaüstü bir olayı temel alan birer hikâye yazmaya karar verdik.
Ancak hava birdenbire açınca arkadaşlarım beni Alpler’in ortasındaki yolculukta tek başıma bıraktı ve bu muhteşem manzaranın bağrında, hayaletli düşlere dair tüm anılarını yitirdiler. Sonuçta, okuyacağınız hikâye, tamamlanan tek hikâye oldu.
Mary Shelley adına
P. B. Shelley tarafından yazılmıştır
Marlow, Eylül 1817
I. CİLT
I. Mektup
Mrs. Saville’ye, İngiltere
Petersburg, II Aralık 17..
İçine doğan tüm kötü hislere rağmen işlerimi kazasız belasız yoluna koyduğumu duyunca memnun olacağını tahmin ediyorum. Buraya dün geldim ve gelir gelmez de ilk işim, sevgili kardeşimi iyi olduğumdan, girişimimin başarıya ulaşacağına dair inancımın giderek güçlendiğinden haberdar etmek üzere kolları sıvamak oldu.
Daha şimdiden Londra'nın epey kuzeyine vardım. Burada, Petersburg sokaklarında dolaşırken sinirlerimi sağlamlaştıran, içimi sevinçle dolduran soğuk kuzey rüzgârının yanaklarımda oynaştığını hissedebiliyorum.
1 comment