Bu keşfi aynı şekilde dikkat dolu başkaları takip etti. Eleştirel bir gözle bakınca biçiminde birden fazla simetri kusuru bulduysa da görüntüsünün aydınlık ve iç açıcı olduğunu kabul etmek zorunda kaldı; tavırlarının sosyete tavırları olmadığını tespit etmesine karşın o tavırların rahatlığına aklı takıldı. Elizabeth bunların farkında değildi; –Darcy onun için sadece kendini hiçbir yerde sevdiremeyen ve onu dans edecek kadar güzel bulmayan adamdı.
Darcy onu daha iyi tanımak istedi, ve onunla bizzat sohbet etme adımı olarak, başkalarıyla olan sohbetine katıldı. Böyle yapınca Elizabeth'in dikkatini çekti. Sir William Lucaslar'da oluyordu bu; büyük bir parti veriliyordu.
"Mr. Darcy ne demek istiyor," dedi Elizabeth Charlotte'a, "Albay Forster'la sohbetimi dinleyerek?"
"Bu sadece Mr. Darcy'nin cevap verebileceği bir soru."
"Ama buna devam ederse neyin peşinde olduğunu anladığımı söyleyeceğim ona. Çok iğneleyici bakışları var; eğer önce ben kabalık yapmaya başlamazsam beni çabuk korkutur."
Birazdan onlara yaklaşınca, gerçi konuşmaya niyetli görünmüyordu ama, Miss. Lucas arkadaşına böyle bir şey söylememesini tembihledi; tembihin o an kışkırttığı Elizabeth Darcy'ye dönüp şöyle dedi:
"Az önce Albay Forster'ı Meryton'da bize balo vermesi için bunaltırken sizce kendimi olağanüstü iyi ifade etmiyor muydum, Mr. Darcy?"
"Müthiş bir enerjiyle hem de; –ama bu konu bir bayanı her zaman enerjik yapar."
"Bize karşı acımasızsınız."
"Bunaltılma sırası yakında ona gelecek," dedi Miss. Lucas. "Piyanoyu açıyorum, Eliza; arkasından ne gelecek, biliyorsun."
"Sana arkadaş demeye bin şahit lazım! –hep insanların önünde çalayım söyleyeyim istiyorsun! Müzikle gösteriş merakım olsa çok işe yarardın; ama bu halimle, en iyi yorumcuları dinlemeye alışmış insanların önüne çıkmamayı tercih ederim." Yine de, Miss. Lucas ısrar edince, "Pekâlâ, madem öyle diyorsun, öyle olsun," diye ekledi. Ve Mr. Darcy'ye cesur bir bakış atarak şöyle dedi: "Eski bir deyiş vardır, buradaki herkes bilir –'Nefesini yemeğine üflemek için sakla,' derler –iyisi mi ben de nefesimi şarkımı söylemek için saklayayım."
Gösterisi ahım şahım değilse de tatlıydı. Birkaç şarkı sonra, tekrar söylemesi için yapılan ricalara cevap vermesine kalmadan kızkardeşi Mary bir hevesle piyanonun başına oturdu; Mary ailenin en sıradan üyesi olması nedeniyle bilgi ve beceri kazanmak için çok çalışır, kazandıklarını sergilemekte her zaman sabırsız davranırdı.
Mary'nin ne yeteneği ne de zevki vardı; gösteriş duygusu ona çalışma azmi verdiği gibi aynı şekilde çok bilmiş bir hava ve kendini beğenmiş tavırlar da vermişti ki bu onun ulaştığından daha yüksek bir mükemmellik düzeyinde bile itici olurdu. Rahat ve özentisiz Elizabeth onun yarısı kadar bile iyi çalmadığı halde çok daha zevkle dinlendi; Mary uzun bir konçertonun sonunda onu memnun edecek övgüyü ve alkışı küçük kardeşlerinin ricası üzerine çaldığı İskoç ve İrlanda havalarıyla aldı; küçük kardeşleri, Lucaslar'ın birkaç kızı ve bir iki subayla birlikte odanın diğer ucunda neşeli bir dansa başladılar.
Mr. Darcy akşamı geçirmenin bu şekli karşısında her türlü konuşmayı bırakıp sessiz bir küçümsemeyle yanlarında dikildi; Sir William Lucas'ın ona komşu geldiğini farketmeyecek kadar düşüncelerine gömülmüştü ki Sir William konuşmaya başladı:
"Gençler için ne cazip bir eğlence bu, Mr. Darcy! Dans etmek gibisi yoktur valla. Kibar toplumların ilk inceliklerinden biridir diye düşünürüm."
"Elbette, efendim; ayrıca dünyanın daha az kibar toplumlarında da moda olma özelliğine sahip. Her vahşi dans edebilir."
Sir William sadece gülümsedi. Bingley'nin gruba katıldığını görünce bir an duraklayıp, "Arkadaşınız harikulade dans ediyor," diye devam etti; "kuşkum yok ki bu sanatta siz de hünerlisiniz, Mr. Darcy."
"Efendim, beni Meryton'da dans ederken görmüşsünüzdür."
"Evet, elbette; gördüğümden de az buz zevk almadım. St. James'de sık sık dans eder misiniz?"
"Hayır, efendim."
"Dansın o mekan için uygun bir saygı ifadesi olduğunu düşünmüyor musunuz?"
"Kaçınabildiğim sürece hiçbir mekana göstermediğim bir saygıdır."
"Şehirde eviniz var, değil mi?"
Mr. Darcy başını salladı.
"Bir zamanlar ben de şehre yerleşmeyi düşünmüştüm –yüksek sosyeteye ilgi duyarım; ama Londra'nın havası Lady Lucas'a iyi gelir mi, emin olamadım."
Cevap alma umudu içinde durakladı; ama arkadaşı cevap vermeye niyetli değildi; o anda Elizabeth'in onlara doğru geldiğini görünce gözüpek bir şey yapma fikrine kapılıp ona seslendi–
"Sevgili Miss. Eliza, neden dans etmiyorsun? –Mr Darcy, bu genç hanımı size çok uygun bir eş olarak takdim etmeme izin vermelisiniz. Önünüzde böyle bir güzellik varken eminim dans etmeyi reddedemezsiniz." Tam Elizabeth'in elini tutup, çok şaşırmış ama isteksiz de görünmeyen Mr. Darcy'ye verecekti ki Elizabeth elini hemen geri çekti ve biraz rahatsızlıkla Sir William'a şöyle dedi–
"Gerçekten, efendim, dans etmeyi hiç düşünmüyorum. Bu yana doğru eş aramak için geldiğimi düşünmemenizi rica ederim."
Mr.
1 comment