Gerçekten gitmelisin, çünkü sen gitmezsen bizim gitmemiz de imkansız olur."
"Sen de çok ince hesap yapıyorsun. Eminim Mr. Bingley sizi gördüğüne çok sevinecek; ben de birkaç satır yazar seninle gönderirim kızların hangisini seçerse seçsin razıyım diye; ama tabii küçük Lizzy'm için güzel bir şeyler eklemem lazım."
"Umarım öyle bir şey yapmazsın. Lizzy ötekilerden bir nebze bile üstün değil; hatta ne Jane'in yarısı kadar güzel, ne de Lydia'nın yarısı kadar iyi huylu. Ama sen her zaman onu tutuyorsun."
"Hiçbirinin aman aman bir özelliği yok," diye cevap verdi Mr. Bennet; "hepsi de başka kızlar gibi aptal ve cahiller; ama Lizzy kardeşlerinden daha zeki."
"Mr. Bennet, kendi çocuklarını nasıl böyle aşağılayabiliyorsun? Canımı sıkmaktan zevk alıyorsun. Zavallı sinirlerime hiç acıman yok."
"Beni yanlış anladın, hayatım. Sinirlerine büyük saygım var. Sinirlerin benim eski dostum. En az yirmi yıldır ısrarla sinirlerinden bahsetmeni dinliyorum."
"Neler çektiğimi nereden bileceksin."
"Sen atlatırsın, daha uzun yıllar yaşar, yılda dört bin kazanan bir sürü gencin buralara geldiğini görürsün."
"Sen ziyaret etmedikten sonra yirmi tane de gelse bize faydası olmaz."
"İçin rahat olsun, hayatım, yirmi tane olursa hepsini ziyaret ederim."
Mr. Bennet öylesine tuhaf bir hazırcevaplık, ince alaycılık, soğukluk ve bencillik karışımı bir adamdı ki yirmi üç yıllık deneyim karısının onun karakterini anlamasına yetmemişti. Karısının huyunu anlamak daha az zordu. Anlayışı kıt, eğitimi düşük, tepkileri kestirilemez bir kadındı. Mutsuz olduğu zaman sinirleri bozuldu sanırdı. Hayatta bütün derdi kızlarını evlendirmekti; tesellisi ise ziyaretler ve haberlerdi.
Bölüm II
Mr. Bennet Mr. Bingley'ye ilk uğrayanlardan biri oldu. Son ana kadar karısını gitmeyeceğine inandırdıysa da gitmeye baştan beri niyetliydi; ziyaretten sonra akşama dek karısına bunu söylemedi. Akşamleyin de aşağıdaki şekilde açıkladı. İkinci kızının şapka süslemesini izlerken ansızın,
"Umarım Mr. Bingley beğenir, Lizzy," dedi.
"Mr. Bingley'nin neyi beğendiğini anlama imkânımız yok," dedi annesi kederle, "ziyaretine gitmeyeceğimize göre."
"Ama unutuyorsun, anne," dedi Elizabeth, "onunla baloda karşılaşacağız; Mrs. Long tanıştırmaya söz verdi."
"Mrs. Long'un tanıştıracağını sanmıyorum. Kendi iki yeğeni varken. Bencil, ikiyüzlü bir kadın o, itibar etmem."
"Ben de etmem," dedi Mr. Bennet; "hem, onun yardımına ihtiyacınız olmadığını memnuniyetle söyleyebilirim."
Mrs. Bennet cevap vermeye tenezzül etmedi, ama kendini tutamayıp kızlarından birini azarlamaya başladı.
"Öyle öksürüp durma Tanrı aşkına, Kitty! Sinirlerime acı biraz. Parça parça ettin sinirlerimi."
"Kitty öksürük konusunda hiç dikkatli değil," dedi babası; "yanlış zamanda öksürüyor."
"Keyfimden öksürmüyorum," diye cevap verdi Kitty huysuzca.
"İlk balo ne zaman, Lizzy?"
"Bir dahaki hafta yarın."
"Al işte," diye haykırdı annesi, "Mrs.
1 comment