Yarım saat evin içine dışına baktı, konumunu ve ana odalarını beğendi, mal sahibinin övgülerinden tatmin oldu ve evi hemen tuttu.
Bingley'yle Darcy arasında büyük karakter farkına rağmen istikrarlı bir arkadaşlık vardı. –Bingley rahatlığı, açıklığı, yumuşakbaşlılığıyla kendini Darcy'ye sevdirmişti, oysa hiçbir kişilik kendi kişiliğine daha zıt olamazdı, kaldı ki kendi kişiliğinden de şikayetçi görünmüyordu. Bingley Darcy'nin görüşlerinin sağlamlığına alabildiğine güveniyor, onun muhakeme yeteneğine büyük saygı duyuyordu. Darcy'nin anlayış gücü daha yüksekti. Bingley yetersiz olduğundan değil, ama Darcy zekiydi. Aynı zamanda mağrur, mesafeli ve titizdi, ve tavırları, görgülü de olsa, davetkar değildi. Bu bakımdan arkadaşı çok daha ayrıcalıklıydı. Bingley her gittiği yerde kendini sevdireceğinden emindi, Darcy ise sürekli olarak insanları küstürüyordu.
Meryton balosu hakkındaki konuşmaları da kişiliklerini yeterince gösteriyordu. Bingley daha önce hiç o kadar hoş insanlara, o kadar güzel kızlara raslamamıştı; herkes ona karşı son derece nazik ve özenli davranmıştı, hiçbir resmiyet ya da kasıntılık olmamıştı; kısa zamanda kendini tüm salonla tanış hissetmişti; Miss. Bennet'a gelince, daha güzel bir melek hayal edemiyordu. Onun aksine, Darcy güzelliği az, görgüsü sıfır bir kalabalık görmüştü; kimseye en ufak bir yakınlık duymamış, kimseden ilgi alaka görmemişti. Miss. Bennet, kabul ediyordu, güzeldi, ama fazla gülüyordu.
Mrs. Hurst ve kızkardeşi aynı fikri paylaşsalar da ona hayran olmuş, ondan hoşlanmışlardı; tatlı bir kız olduğunu, onu daha iyi tanımaya itiraz etmeyeceklerini söylüyorlardı. Böylece Miss. Bennet tatlı bir kız olarak kabul edildi ve erkek kardeşleri dilerse onu düşünmek konusunda kendini izinli hissetti.
Bölüm V
Longbourne'dan kısa bir yürüyüş mesafesi uzakta Bennetlar'ın sıkıfıkı oldukları bir aile yaşıyordu. Sir William Lucas vaktiyle Meryton'da tüccardı; hatırı sayılır bir servet yapmış, belediye başkanlığı sırasında Kral'a şükranlarını sunarak şövalyelik şerefine erişmişti. Bu ayrıcalık belki fazla güçlü bir biçimde hissedilmişti. Adamın küçük bir pazar kasabasındaki işinden ve evinden soğumasına yol açmıştı; sonra ikisini de bırakıp ailesiyle Meryton'dan bir mil kadar uzaktaki bir eve taşınmış, ev o tarihten itibaren Lucas Köşkü adını almıştı; burada iş güç derdinden uzakta, kendi önemini zevkle düşünebiliyor, kendini sadece dünyaya karşı kibar davranmakla meşgul edebiliyordu. Ünvanı onu gururla doldurduysa da küstahlaştırmadı; tam tersine, herkese karşı nezaket kesildi. Doğası gereği yumuşak başlı, dost canlısı ve hatırşinastı; St. James'deki takdimi onu saraylı da yapmıştı.
Lady Lucas çok iyi kalpli bir kadındı, Mrs. Bennet'a iyi komşu olamayacak kadar akıllı değildi. –Birkaç çocuğu vardı. Yirmi yedi yaşında, aklı başında, zeki bir genç kadın olan en büyükleri, Elizabeth'in yakın arkadaşıydı.
Lucaslar'ın ve Bennetlar'ın kızlarının buluşup her balo hakkında konuşmaları şarttı; balonun ertesi sabahı Lucaslar'ın kızları dinlemek ve anlatmak için Longbourn'a geldiler.
"Akşama iyi başladın, Charlotte," dedi Mrs. Bennet Miss. Lucas'a, kibar bir ağırbaşlılıkla. "Mr. Bingley'nin ilk seçimi sen oldun."
"Evet, ama ikinci seçimini daha çok beğendi galiba."
"Aa! Jane'i kastediyorsun sanırım –onunla iki kez dans etti diye. Elbette bu onu beğendiğini düşündürüyor –doğrusu ben de beğendiğine inanıyorum –bu konuda bir şeyler duydum –ama tam ne, bilmiyorum –Mr Robinson'la ilgili bir şey."
"Belki Mr.
1 comment