Toplamda yirmi dört mısra var,5 bunların her biri şiire değer verilen yerlerde 20 şilin eder. Bunları lütfen … İkinci Bölüme, “had such a sin to pay” diye biten altıncı bendin sonrasına gelecek şekilde ekler misiniz? Çünkü bu dört bent o kısımda mükemmel duruyor ve diğerlerine nazaran kısa duran İkinci Bölümü geliştirmiş oluyor.

Bir de, şiirin tasvirler eklenmiş ikinci bir edisyonunun yapılması konusunda bana çoktan yazmış olduğunuzu umuyorum…

1 El yazmalarının tamamının nerede olduğu bilinmemektedir. Üçüncü Bölümün bulunduğu dört sayfalık bir folyo 8 Aralık 1909’da New York’taki bir açık artırmada 100 dolara satıldı. – [S.M.]

2 24 Mayıs 1898’de yayımcıya yazdığı ve bir oyunun daktilo ile yazılmasını istediği mektubunda şunları söylemiştir: “ince kâğıda değil, kalın ve kaliteli kâğıda yazın. İnce kâğıtlarda düzeltme yapamıyorum. Hem ince kâğıtları da israf etmemek gerekir. Yani doktorlar böyle diyor en azından… Bana Paris’e gelmekten vazgeçtiğinizi söyleyin ki gelişiniz sürpriz olsun.” – [S.M.]

3 Glaenzer satış kataloğu, New York, 1911,

4 2 Ekim 1897 tarihli bu mektup, Richard Butler Glaenzer tarafından The Bookman’da (New York, Haziran 1911, sayfa 380) iktibas edilmiştir. New York’ta 28 Kasım 1911’de çıkan Glaenzer satış kataloğunda ise tarih 9 Ekim olarak verilmiştir. – [S.M.]

5 “The oak and elm have pleasant leaves” diye başlayan ve “For none can tell to what red Hell / His sightless soul may stray.” mısralarıyla biten bölüm.

14.webp

Birkaç gün sonra, 19 Ekim’de ise şunları yazmıştır:

100 adedi basına, yazarlara vs. gidecek olan 500 nüshalık baskı sadece masrafları karşılamaya yeteceği ve beni de size karşı 20 pound borçlu bırakacağı için bence artık şiiri bir gazetede tefrika etmek daha iyi olacaktır. Şiir Chronicle’da basılamayacak kadar uzun… ―― bana karşı çok kaba davrandı ve artık onunla iş konuşabileceğimi sanmıyorum…

Benim aklımda Reynolds’s var… Bu gazete suçlular arasında çok okunuyor. Ben de artık bu sınıfa dâhilim ve dengim insanlar tarafından okunacak olmak benim için yeni bir tecrübe olacaktır.6

Aynı gün bir arkadaşına şöyle yazmıştı:

Balad’ı bitirir bitirmez yeni bir komedya yazmaya başlayacağım ama Balad hala tüm vaktimi almaya devam ediyor.

Wilde hala Napoli’de olduğu 16 Kasım tarihinde Smithers’a şunları yazmıştır:

Taslaklar üzerinde düzeltme yapamadan önce bu adaletsiz dünyadan göçüp gideceğim diye korkuyorum, o yüzden taslakları lütfen gönderin. Geçen Çarşamba göndereceğinizi söylemiştiniz, ama hala ortalıkta görünmüyor. Konusu baştan sona sıkıntılı, üslubu gayet kişisel olan şiirimi benim elimden çıktığı belli olacak kadar iyi bir hale ölmeden önce sokmam lazım. Umarım taslak baskı bu hafta elime geçer. Kapak konusuna gelirsek… Nasıl isterseniz öyle yapın - ne kadar sade, o kadar iyi.

Amerika hakkında artık konuşmayacağım. Hiç ümidim kalmadı, ama şiirin ABD’de telifini alacağınıza güveniyorum. Büyük bir satış yaparız belki – az da olsa ihtimal var.

8 Aralık’ta, yine Amerika’da telif hakkı alma konusunda, şunları söylemiştir:

Bayan Marbury’den haber aldığınızı duyduğuma sevindim. Şiiri ona mutlaka gönderin. Tasvirler konusundaki tavsiyeleri elbette bizi ilgilendirmiyor. Şiirin sahip olduğu tüm güzelliği tamamen berbat edeceğini ve psikolojik ifşaata bir şey katmayacağını düşünüyorum, bunu kendisine iletiniz. Hapis hayatının dehşeti, bir insanın görünüşündeki tuhaflık ve ruhundaki trajedi arasındaki zıtlıktan ibarettir. Tasvirler ise bu zıtlıkta ilkini ön plana çıkarırken ikincisini gizler. Gerçekçi tasvirlerden bahsediyorum, tabii. Tashih nüshasını göndermenizi bekliyorum, onları değerlendirip size geri gönderene kadar göğsüme bir bıçak saplayıp kurtulmamaya da söz veriyorum.7 Sonra belki emekli olurum. Ama önce sizinle burada bir yemek yemek istiyorum. Ziyafetten ayrılır gibi bu hayattan ayrılmak sadece bir felsefenin değil, aynı zamanda bir aşk hikâyesinin sonucudur.

Smithers ise 29 Aralık’ta işyerinden gönderdiği mektupta şöyle cevap vermiştir:

Sevgili Wilde,

Size başlıkların bulunduğu birkaç taslak baskıyı daha gönderiyorum. Göreceksiniz, çok aceleyle hazırlandı, hatta bazı yerlerinde lekeler var. Bunlar tabii ki esas baskı sırasında düzeltilecek. Yaptığım değerlendirmeler ise şu şekilde:

Sayfa 2 - Böyle iyi.