Işık yokuş aşağı ölgünleşerek sonunda buğuya dönüştü. Gabriel Oak sürüsünün yanına döndü.

621 Aralık. Aynı zamanda işçilerin çiftçilerden bağış topladıkları gün. (Y.N.)

7Devim niceliği. Hareket miktarı olarak dilimize çevrilir. Newton yasasının formülüdür. (Ç.N.)

8Kayıp Cennet’in altıncı bölümünde Şeytan, karabatak kılığına girerek Hayat Ağacı’nın tepesine çıkar ve Cennet’i gözetler. (Y.N.)

9Annesi Juno, onu sancısız doğurduğu için, doğum yapacak kadınlar tanrıça Lucina’ya yakarırlardı. (Y.N.)

IIIAt sırtındaki kız - Konuşma

Uyuşuk bir tan sökümü başlamıştı. Gabriel Oak gene ormana gitti. Bunun nedeni, doğrudan doğruya, buranın dün geceki olayın geçtiği yer olmasıydı. Düşünceli, dalgın, ağaçlar arasında oyalanırken, yokuş dibinde nal sesleri duydu. Çok geçmeden de, inek ahırının önündeki yolda, doru bir ata binmiş bir kız göründü. Dün geceki kızdı bu. Gabriel hemen onun, “Rüzgârda uçtu,” dediği şapkayı düşündü. Kız bunu aramaya gelmiş olmalıydı. Genç adam gözlerini telaşla hendekte gezdirdi, on-on beş metre gidince, yaprakların arasında şapkayı buldu. Eline aldı ve gene kulübesine döndü. Köşeye yerleşti, atlının yaklaştığı yöne bakan delikten dışarısını gözetlemeye koyuldu.

Atlı geldi, çevresine bakındı. Sonra çitin arkasına da baktı. Gabriel çıkıp aranan eşyayı sahibine vermek üzereyken, onun hiç beklenmedik bir davranışı bunu şimdilik önledi. Yol ahırın önünden geçtikten sonra ormanı ikiye bölüyordu. Biniciliğe elverişli bir yol değil, yalnızca yayaların geçtiği bir patikaydı bu. Dallar yerden hemen üç metre yükseklikte, yanlara doğru yayıldığı için, altlarından at üstünde dik olarak geçilemezdi. Binici kılığında olmayan kız bir an için, bütün insan soyunun başka bir yerde olduğuna güven getirmek istercesine çevresine bakındı; sonra, çevik ve ustaca, sırtüstü atın üzerine uzanıverdi; başı hayvanın kuyruğunda, ayakları omzunda, gözleri de havadaydı. Kayarak bu duruşa geçişinin akıcılığı, bir balıkçıl kuşunu andırıyordu, sessizliğiyse bir atmacayı. Gabriel’in bakışları onun hareketlerini tam olarak izleyememişti bile. Yüksek bacaklı, uzun sırtlı kısrak bu tür işlere alışık olsa gerek ki, hiç oralı olmadan rahvan yürüyüşünü sürdürüyordu. Kız alçak, düz dalların altından işte böylece geçti.

Bu güzel cambaz bir beygirin başıyla kuyruğu arasındaki yerlerin hepsine iyice alışık gibiydi. Ormandan çıkıp da deminki olağandışı duruşunu doğuran zorunluluk ortadan kalkınca kız, bundan daha da büyük kolaylık sağladığı gözle görülebilen bir başka garip duruşa geçti.