Güzel söz söyleme sanatına ilişkin kitaplar o zamanlar da vardır ve Chaucer’ın da bu kitaplarda öğütlenen anlatım yöntemlerinden faydalandığı görülür. Örneğin bir tilki tarafından kaçırılan Chanticleer’in ardından koparılan gürültü Roma’da yanan senatörlerin ardından karılarının tuttukları yasla eşdeğerde görülür. Olayın gerçekleştiği Cuma günü de, ünlü bir şairin eserinde kralın öldüğü gün olması nedeniyle lanetlenmesi gibi lanetlenir. Bu örneklerde Chaucer parodi tekniğini kullanmaktadır. Bundan başka “Şövalye’nin Hikâyesi”nde Arkita’nın insanların körlüğünü bir sarhoşun durumuyla karşılaştırmasında olduğu gibi yalın bir teşbihi aşan uzunlukta benzetmelere rastlanır. “Hekim’in Hikâyesi”nde konuşan tabiat gibi cansız nesneleri konuşturmak; konuyla ilgisiz gibi duran başka konulardan ama sonunda yine konuyla bir bağlantı kurarak söz etmek; bir konuya açıklık getirmek için hikâye içinde başka hikâyeler anlatmak; Arcita’nın cenaze törenini anlatan dizelerde olduğu gibi, bir konudan söz etmeyeceğini bildirip o konu hakkında uzun uzun konuşmak yine o dönemin retorik kitaplarında anılan teknikler arasındadır.

Chaucer’ın okuyucusu aynı zamanda dinleyicidir de; çünkü onun hikâyeleri daha çok bir dinleyici grubuna sesli okunmak için yazılmıştır. Bu nedenle sözlü geleneğin de pek çok özelliğini taşırlar. Örneğin hatırlatmalara, konuyu özetlemelere, yinelemelere sıkça rastlanır. Bazen aynı kökten gelen sözcükler değişik formlarda kullanılır. Aşağıdaki bölüm hem buna bir örnek olması hem de okuyucuya Chaucer’ın dili hakkında bir fikir vermesi için alıntılanmıştır:

And he that wole han pris of his gentrye, For he was boren of a gentil hous, And hadde his eldres noble and vertuous, And nel hymselven do no gentil dedis, Ne folwen his gentil auncestre that deed is, He nys not gentil, be he duc or erl; For vileyns synful dedes make a cherl. For gentillesse nys but renomee Of thyne auncestres (...) (Bathlı Kadın’ın Hikâyesi)

Bazen de bazı kalıp veya ifade aynı yerlerde örneğin dize başlarında kullanılır:

“(...)

Phebus” quod he, “for al thy worthynesse, For al thy beautee and thy gentilesse, For al thy song and al thy mynstralcye, For al thy waityng, blered is thyn ye (Vekilharç’ın Hikâyesi)

Bu ifadelerden başka Chaucer’ın atasözlerini ve günlük hayattan bazı klişe ifadeleri sıkça kullandığını da belirtmek gerekir.

Bu sanatlı, disiplinli söyleyiş kaygısına Chaucer’ın hikâyelerinin formunu belirlerken gösterdiği titizlikte de rastlarız. Çünkü şair güldürü nitelikli şiirlerini daha çok iambic pentameter denilen, bir vurgulu bir vurgusuz on heceden oluşan ikili dizeler şeklinde yazmış, birbiri ardına gelen kafiyeler yoluyla istediği komik etkiyi yaratabilmiştir. Buna karşılık daha ciddi hikâyelerinde yukarıda da bahsettiğimiz yedili ve “Keşiş’in Hikâyesi”nde olduğu gibi de a.b.a.b.b.c.b.c. kafiyeli sekizli dizeleri tercih etmiş, bu formların hikâyelerin havasına daha uygun olacağını düşünmüştür.

Chaucer’ın nesir hikâyelerde şiirlerindeki başarısına ulaşamadığı gözlenir. Buna rağmen Ortaçağda bu tür yazıların oldukça ilgi gördüğünü, Chaucer’ın gerek konusu gerek anlatımı yönünden nesir hikâ-yeleriyle de beğeni kazandığını belirtmek gerekir. Hatta bu hikâyeler içerdikleri atasözleriyle, Kitab-ı Mukaddes’ten yapılan bol miktarda alıntılarıyla ve “Vaiz’in Hikâyesi”ndeki, güldürüye varan, abartılı tasvirleriyle modern okurlar için bile ilginç olabilecek özelliktedir.

Buraya kadar anlatılanlardan bir hisse çıkarmak gerekirse, Chaucer Ortaçağ geleneği içinde yetişmiş ama bu gelenekteki birikimin olağanüstü bir senteziyle kendi üslubunu bularak özgün olmayı başarmıştır.

Nazmi Ağıl

KAYNAKÇA:

Tanıtım yazısı aşağıdaki kaynaklardan özetlenerek hazırlanmıştır:

Abrams, M. H. (Gen. ed.) The Norton Anthology of English Literature, New York, 1979.

Burgess, Anthony. English Literature, Essex, 1985.

Coulton, C. G. Chaucer and His England, London, 1965.

Erol, Burçin. Canterbury Hikâyeleri: Genel Prolog. Ankara, 1993.

Hussey, Maurice; Spearing. A. C.; Winny, James. An Introduction to Chaucer, Cambridge, 1965.

Hussey, S. S.. Chaucer: An Introduction. London, 1985.

Robinson, F. N.