Yardımcı olabilme arzusuyla dolu olarak onlara, hangi derebeyine ait olduklarını sorar. Bu soruyu sorarken, böyle bir himayeyi üzerini almada çok ihtiyatlı davrandığını ima etmeye çalışmaktadır.
"Ne yazık ki bayım, bu ev keşişlere ait," diye cevap verir Annette. Onlarla görüştük; fakat bize hiçbir şekilde yardımcı olamayacaklarını söylediler. Ah! Buradan sadece iki fersah ötede, Dorci Kontu'nun topraklarında yaşıyor olsaydık, hiç şüphesiz bize yardım eli uzatılırdı. O, bu bölgenin en kibar derebeyi. En merhametlisi... En yardımseveri.
"Peki siz, ona yakın olan hiç kimseyi tanımıyor musunuz, Annette?"
"Hayır, gerçekten de böyle bir tanıdığımız yok bayım."
"O halde, sizi ona takdim etme görevini üzerime alıyorum. Hatta daha fazlasını yapıp, onun sizi himaye edeceğine söz veriyorum. Onun size, bütün gücünü kullanarak yardım edeceğinin sözünü veriyorum."
"Ah, bayım! Ne kadar iyisiniz!" diye haykırır bu zavallı kadınlar... Bizim için yaptıklarınızın karşılığını size nasıl ödeyeceğiz?"
"Bu işi halleder etmez her şeyi unutarak."
"Unutmak mı bayım? Ah! Asla! Böyle bir iyiliğin anısı, ancak bizim hayatlarımızın son bulmasıyla yok olabilir."
"O halde evlatlarım, yardımını arzuladığınız insan, işte şu anda karşınızda, der Kont."
"Siz bayım?.. Dorci Kontu?.."
"Ta kendisi, dostunuz, destekçiniz ve koruyucunuz."
"Oh anneciğim!.. Anneciğim, kurtulduk!" diye bağırır genç Annette. Kurtulduk anne; değil mi ki böyle iyi kalpli bir beyefendi bize yardım edeceği sözünü veriyor."
"Evlatlarım, saat geç oldu; evime dönebilmek için katetmem gereken uzun bir yol var. Size, yarın akşam Rouen'da olacağım ve en kısa sürede yaptığım girişimlerle ilgili sağlam haberler ileteceğim sözünü vererek, yanınızdan ayrılıyorum. Daha fazla bir şey söylemiyorum; fakat bu girişimimin sonuçsuz kalmayacağını bilin. Annette, şu sıralar paraya ihtiyacınız olmalı; işte on beş louis, bunları kendi ihtiyaçlarınız için kullanın. Babanızın ve ağabeyinizin ihtiyaçlarını karşılamayı ben üzerime alıyorum," der Kont.
"Oh! Bayım ne kadar iyi yüreklisiniz! Anne, hiç tahmin edebilir miydik? Yüce Tanrım! Hiçbir fâninin kalbi, iyilik duygusuyla bu kadar dolu olmamıştır! Bayım, bayım, diyerek devam eder Kont'un dizlerine kapanan Annette. Hayır, siz insan değilsiniz; siz, bahtsızlara yardım etmek için yeryüzüne inmiş bir meleksiniz. Ah! Sizin için ne yapabiliriz? Emredin bayım, emredin ve kendimizi sizin hizmetinize adamamıza izin verin.
"Sizden şu anda, şöyle bir hizmet isteyeceğim, der Kont... Kayboldum ve evime dönebilmem için hangi yolu izleyeceğimi bilmiyorum. Eğer bir iki fersah boyunca bana yolu gösterme lütfunda bulunursanız, nazik ve hassas ruhunuzun fazlasıyla değer biçtiği bu iyiliğimin karşılığını ödemiş olacaksınız.
Rahatlıkla tahmin edebileceğiniz gibi Annette, Kont'un arzusunu hemen yerine getirdi. Önüne düştü; ona doğru yolu gösterdi; yol boyunca ona övgüler düzdü. Zaman zaman durarak, velinimetinin ellerini gözyaşları içinde öper. Kont ise, sevilme duygusunun insanda yarattığı tatlı heyecan içinde, göksel bir mutluluk tadarak, kendini yeryüzüne inmiş bir Tanrı gibi hissetti.
Ey yüce merhamet! Eğer, Sen Tanrı'nın kızı ve insanların kraliçesiysen, başkaları durmaksızın sana hakaretler savurup, kutsal mabetlerinin yıkıntıları üzerinde sana küfürler ederek zaferlerinin tadını çıkarırlarken; bir pişmanlık ve üzüntü pınarının, müritlerinin tek ödülü olmasına nasıl müsaade edersin?
Christophe'un evinden iki fersah kadar uzaklıktaki bir yerde Kont, yolu hatırlar.
"Çok geç oldu küçüğüm; işte tanıdığım topraklara ulaştım. Evinize dönün yavrum, anneniz sizi merak eder. Onu, size yardım edeceğime inandırın ve Rouen'dan kocasını da yanıma almadan dönmeyeceğim konusunda söz verdiğimi söyleyin," der Kont Annette'e.
Kont'tan ayrılma vakti geldiğinde Annette ağlamaya başladı; elinden gelse onunla dünyanın öbür ucuna gidecekti. Kont'un dizlerine kapanmak için, ondan izin istedi.
"Hayır Annette, ben sizi kucaklayacağım," dedi Kont, içinde hiçbir kötülük duygusu olmadan Annette'i kollarının arasına alarak. "Gidin evladım; Tanrı'ya, ailenize ve komşularınıza hizmet etmeye devam edin. Her zaman namuslu bir kız olun; Tanrı'nın iyiliği hep üzerinizde olacaktır."
Annette, Kont'un ellerine sarılarak, hassas ruhunun hissettiklerini ifade etmesine engel olan gözyaşlarına ve hıçkırıklara boğulur. Dorci de çok heyecanlanmıştır.
1 comment