Ona son defa sarılır; yumuşak bir biçimde geri iter ve uzaklaşır.

Ey çağımızın insanları! Bu yazıyı okuyanlar! Erdemin güzel bir ruh üzerindeki etkisini görüyorsunuz. Böyle bir şeyin benzerini gerçekleştirecek güçte olmasanız bile, en azından bu örnek sizi duygulandırıyordur. Kont otuz iki yaşlarındaydı. Kendi topraklarındaydı. Ormanın göbeğindeydi. Kollarının arasında, minnet duygusuyla kendini teslim etmiş olan, çekici bir kızı tutuyordu. Oysa o, bu talihsiz yaratığın mutsuzluğuna ağladı ve onun yardımına koşmaktan başka bir şey düşünmedi.

Kont şatosuna vardı ve yolculuk için bütün hazırlıklarını tamamladı. Ah, önsezilerin o uğursuz etkisi. İnsanın her zaman dinlemek zorunda olduğu, o içimizdeki ses. Kont, başından geçenleri anlattığı bir arkadaşına, ne olduğunu bilmediği bir şeyin, kendisine bu işe hiç karışmamasını tavsiye ettiğini itiraf etti. Fakat yardımseverlik duygusu üstün geldi; hiçbir şey, Dorci'nin iyilik yapma arzusunun önüne geçemedi ve yola çıktı.

Rouen'a varınca Kont, bütün yargıçlarla görüştü; onlara bu talihsiz Christophe'a kefil olduğunu söyledi. Bu adamın masumiyetinden başından beri o kadar emindi ki; eğer gerekirse ve isteseler, bu sözde suçlunun hayatını kurtarabilmek için kendi hayatını ortaya koymaya hazırdı. Onu görmeyi istedi; izin verdiler. Adamı sorguladı. Aldığı cevaplar, onu o kadar memnun etti ki bu adamın, isnat edilen suçu işleyemeyecek bir adam olduğuna iyice ikna oldu. Yargıçlara, bu köylünün savunmasını açıkça üzerine aldığını; onun haksız yere mahkûm edildiğini; bu işi meclise götüreceğini; Fransa'nın her tarafında, kesinlikle masum olan birini adaletsizce yargılayan yüksek yargıçları utanca boğacak bildiriler dağıttıracağını açıkladı.

Dorci Kont'u, bütün Rouen'da tanınmakta ve sevilmekteydi. Soylu kökeni ve rütbesi insanların gözlerini açmalarına neden oluyordu. Christophe davasında biraz aceleci davrandıklarının farkına vardılar. Soruşturma yeni baştan açıldı. Kont, yapılan bütün aramaların ve araştırmaların masraflarını kendisi ödedi. Zanlının aleyhine olabilecek hiçbir kanıt bulunamadı. İşte o zaman Dorci Kontu, Annette'in ağabeyini, sakin olmalarını ve kısa süre sonra kötü kaderlerinin son bulacağını; babasının özgür kalacağını söylemesi için annesinin ve kız kardeşinin yanına yolladı.

Kont, kimin tarafından yazıldığı belli olmayan bir mektup alıncaya kadar her şey yolunda gitti. Bu kısa mektubun içeriği şöyleydi:

"Takipçisi olduğunuz işten derhal vazgeçin. Ormanda öldürülen adamın katilinin araştırılmasını bırakın; içine düşüp yok olacağınız uçurumu, kendiniz kazıyorsunuz... Bu erdemli tutumunuzun bedelini çok pahalıya ödeyeceksiniz! Zalim adam, size çok acıyorum... Belki de; artık her şey için çok geçtir. Elveda."

Kont bu mektubu okuduğunda o kadar kötü ürperdi ki, bayılacağını zannetti. Bu mektubun içeriğini daha önceki önsezisiyle birleştirdiğinde, uğursuz bir şeyin, kesin olarak kendisini tehdit ettiğini gördü. Şehirde kalmaya devam etti; fakat artık hiçbir şeye karışmadı.

Adaletinden şüphe olmayan Tanrım! Ona böyle söylemekte haklıydılar... Artık zaman yoktu; çok şey yapmıştı.