Frankenstein ya da Modern Prometheus

Frankenstein or The Modern Prometheus, Mary Shelley

© 2012, Can Sanat Yayınları Ltd. Şti.

Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz.

1. basım: Temmuz 2012

Bu kitabın 1. baskısı 1000 adet yapılmıştır.

Yayına hazırlayan: Seçkin Selvi

Kapak tasarımı: Ayşe Çelem Design

Kapak baskı: Azra Matbaası

İç baskı ve cilt: Özal Matbaası

CAN SANAT YAYINLARI YAPIM, DAĞITIM, TİCARET VE SANAYİ LTD. ŞTİ.

Hayriye Caddesi No. 2,34430 Galatasaray, İstanbul

Telefon: (0212) 252 56 75 / 252 59 88 / 252 59 89

Faks: (0212) 252 72 33

www.canyayinlari.com

[email protected]

MARY SHELLEY

FRANKENSTEIN

(MODERN PROMETHEUS)

ROMAN

ÇEVİREN

Duygu Akın

MARY WOLLSTONECRAFT GODWIN SHELLEY, 1797’de ünlü kadın hakları savunucusu Mary Wollstonecraft ile filozof William Godwin’in kızı olarak Londra’da doğdu. İngiliz edebiyatına romanları, öyküleri, oyunları, denemeleri, biyografi ve gezi kitaplarıyla katkıda bulunmuş olan yazar, 17 yaşındayken şair Percy Bysshe Sheliey’e İşık oldu. Şairin evli olması yüzünden İsviçre’ye kaçmak zorunda kalan çift, 1816 yazını, Cenevre'de sürgünde yaşayan Lord Byron, John William Polidori ve Claire Ciairmont gibi ünlü sanatçılar ve düşünürlerle birlikte geçirdi. Kasvetli bir hafta sonu bu grup, içlerinden hangisinin en güzel korku öyküsünü yazacağına dair bir yarışma düzenledi. O sırada on dokuz yaşında olan Mary Shelley bu yarışmaya, gördüğü bir kâbustan esinlenerek yazdığı Frankenstein ya da Modem Prometheus yapıtıyla katıldı. Modem bilimkurgunun ilk eseri sayılan bu kitapla, yazarlık yaşamı başlamış oldu. Yazar, o yazı, “çocukluktan çıkıp hayata adım attığı dönem” olarak tanımladı. Mary Shelley 1851’de beyin kanamasından öldü.

DUYGU AKIN, 1969’da Diyarbakır’da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Daha sonra British Council'in düzenlediği “British Cultural Studies” başlıklı yükseklisans programına başladı ve burs kazanarak bu programı, İngiltere’deki Warwick Üniversitesi’nde tamamladı. Neil jordan, Robert Schnakenberg, Bethanne Patrick, John Thompson, Paul Lunde, Andrew Robinson, Oscar Wilde, Mary Shelley, Peter Ackroyd gibi pek çok yazarın eserlerini Türkçeye kazandırdı.

"Siyasi Adalet" ve Caleb Williams'ın yazarı

WILLIAM GODWIN’e

Ey Yaratan, ben mi istedim, çamurumdan Beni, insanı yoğur diye, ben mi yakardım sana Karanlıktan beni çıkart diye?

Kayıp Cennet'ten

Yazarın, Standard Novels Baskısındaki Önsözü (1831)

Frankenstein'ı dizilerinden biri için seçen Standard Novels yayımcısı, benden öykünün ortaya çıkışı hakkında bilgi vermemi rica etti. Ben buna dünden razıydım, çünkü bu sayede şahsıma sık sık yöneltilen bir sorunun cevabını verebilecektim: O sıralarda henüz bir genç kız olan ben, nasıl böylesine dehşet bir fikri düşünmüş, geliştirmiştim? Yazılarımda kendimi ön plana çıkarmaya gönülsüz olduğum bir gerçek, ama buradaki açıklamalarım yalnızca daha önceki bir yapıta ek olacağı ve yazarlığıma dair konularla sınırlı kalacağı için herhangi bir şahsi ihlalde bulunacağımı düşünmüyorum.

İki seçkin edebiyatçının kızı olarak hayatımın çok erken dönemlerinde yazmayı düşünmüş olmam sıra dışı bir durum değil. Çocukluğumda durmadan bir şeyler karalardım ve dinlenme saatlerimde en zevk aldığım uğraş "hikâye yazmak"tı. Ancak bundan da büyük bir zevkim vardı ki o da düş kurmak, hayalî birtakım olayları zihnimde canlandırmaktı. Düşlerim yazılarımdan hem daha fantastik hem de daha güzeldi. Yazılarımda başkalarının yaptığı gibi kendi zihnimin ürünlerini ortaya koymak yerine taklit üstüne yoğunlaşırdım. Yazdıklarım her zaman benim dışımda en azından bir kişinin daha görmesi içindi: çocukluk arkadaşım ve dostum. Oysa hayallerim sadece bana aitti. Kimseye hesap vermek zorunda değildim. Canım sıkkınken sığınağım, özgür anlarımda ise en büyük keyfimdi onlar.

Çocukluğumun büyük kısmı taşrada geçti, İskoçya'da da bolca vakit geçirdim. Arada daha görkemli yerleri ziyaret ettiysem de alışageldiğim ikametgâhım Dundee yakınındaki Tay İrmağı’nın çıplak ve kasvetli kuzey kıyılarıydı. Şimdi dönüp baktığımda bana çıplak ve kasvetli görünüyorlar, ama o yaşlarda öyle görmezdim. Benim için bir özgürlük diyarı, düşlerimin yaratıklarıyla gönlümce sohbet edebileceğim keyifli yerlerdi o kıyılar. O zamanlar da yazılar yazardım ama çok basmakalıp şeylerdi bunlar.