İri kara gözleri ve uzun bir de burnu var. Dişleri düzgün. Elleri ayakları ufak, boyu benim kadar. Biraz fazla terbiyeli ama esprili biri. Acaba kaç yaşında?" diye düşünmeye başladı.

Bu soru dilinin ucuna kadar gelmişti ki kendisini tuttu. Bunu doğrudan, böyle pat diye sormak çok ayıp olacaktı. Dolambaçlı bir yoldan oğlanın yaşını öğrenmeye çalıştı.

"Sanırım yakında yüksek okula gideceksiniz," dedi. "Başınızı kitaplardan kaldırmadan ineklediğinize bakılır... Ah! Yo yo öyle demek istemedim. Yani çok çalıştığınıza bakılırsa diyecektim."

Ağzından kaçırdığı o korkunç "inekleme" lafı yüzünden kıpkırmızı olmuştu.

Laurie gülümsedi. Pek de şaşırmış görünmüyordu. "Daha bir iki yıl var. En azından on yedimden önce gitmeyeceğim," dedi.

"On beş yaşından küçük müsün?" diye sordu Jo. Oğlan en az on yedi gösteriyordu.

"Gelecek ay on altı olacağım," dedi Laurence.

"Bir kolejde okumayı ne kadar isterdim," dedi Jo. "Sen sanki bundan pek hoşlanmıyor gibisin," diye ekledi sonra.

"Nefret ediyorum," dedi Laurence.

"Ne yapmak isterdin?" diye sordu Jo merakla.

"İtalya'da ve istediğim şekilde yaşamak."

Jo, ona istediğim şekilde demekle neyi kastettiğini sormayı çok isterdi ama çocuk içine kapanmış görünüyordu. Bunun üzerine hemen konuyu değiştirmek için, "Bu harika bir müzik. Neden gidip dans etmiyorsun?" diye sordu.

"Eğer sen de gelirsen olur tabii," dedi oğlan gülerek.

"Ben gelemem," dedi Jo. "Meg'e söz verdim çünkü..."

"Çünkü ne?" diye sordu Laurence merakla.

"Kimseye söylemeyeceğine söz ver," dedi Jo.

"Söz."

"Maalesef ateşin önünde durmak gibi bir alışkanlığım vardır ve bu yüzden hep elbiselerimin arkasını yakarım. Bununkini de yakmıştım. Güzelce onardık aslında. Meg bana kıpırdamadan durursam bunu kimsenin fark etmeyeceğini söylemişti. Eğer gülmek istiyorsan kendini tutma. Komik bir durum olduğunu biliyorum."

Ama Laurie gülmedi. Yüzünde garip, sıkıntılı bir ifade belirmişti. Bu ifade Jo'nun kafasını karıştırdı. Sonra "Hiç önemli değil," dedi ve Jo'yu alıp rahatça dans edebilecekleri, tenha bir yer olan evin taşlığına götürdü.

Taşlıkta kimse olmadığı için rahat rahat dans etmeye başladılar. Laurie çok güzel dans ediyordu. Müzik susunca biraz dinlenmek için taşlığın merdivenlerine oturdular. Laurie Jo'ya Heiderberg'deki bir öğrenci şenliğini anlatmaya başladı. Biraz sonra Meg göründü.