Çocuklar yengeçlerle oynarlarken mektubu okuyan Kohlhaas, başka zaman serseriyi ensesinden yakalar ve kapısının önünde duran askerlere teslim ederdi: Fakat böyle bir hareketin de kesinlikle aleyhine yorumlanacağını düşündüğünden ve dünyada hiçbir şeyin kendisini içine düştüğü bu beladan kurtaramayacağını bildiğinden, herifin tanıdığı suratına umutsuzca baktı, nerede oturduğunu sordu ve birkaç saat sonra efendisine vereceği yanıtı almak üzere gelmesini buyurdu. Tam o sırada kapıdan giren Sternbald’a odada bulunan adamdan çokça yengeç almasını tembih etti. Bu iş bitip her ikisi de birbirini tanımadan ayrıldıktan sonra oturdu, Nagelschmidt’e: Önce Altenburg’daki çetesinin başına geçmesi önerisini kabul ettiğini, buna göre beş çocuğuyla kendisini tutuklu bulunduğu yerden kurtarmak için iki atlı arabayı Dresden yanındaki Neustadt’a göndermesini, çabuk ilerlemek için de bir çift koşum hayvanının Wittenberg yolu üzerinde bulundurulmasını, çünkü anlatılması uzun sürecek nedenler yüzünden ancak bu uzun yoldan ona gelebileceğini, her ne kadar kendisini bekleyen askerleri rüşvetle kazanacağını umuyorsa da, kaba güçle karşılaşırsa kendisine yardım edecek sadık, cesur ve iyi silahlandırılmış birkaç adamını Neustadt’ta hazır bulundurmasını, bütün bu önlemlere ilişkin ödemeler için kendisine uşakla yirmi altın kuron gönderdiğini ve hesabını işler bittikten sonra isteyeceğini, gereksiz olduğu için kurtuluşu sırasında kendisinin Dresden’de bulunmasını yasakladığını, hatta çetenin bu sırada yönetimi için Altenburg’da kalması buyruğunu verdiğini bildiren bir mektup yazdı. Akşama doğru uşak gelince mektubu verdi, ona bol ikramda bulundu ve iyice dikkat etmesini tembih etti. Niyeti beş çocuğuyla birlikte Hamburg’a, oradan gemiye binip doğuya, Doğu Hindistan’a ya da tanımadığı insanların ülkesine gitmekti. Çünkü yağızların beslenmesi sorununda Nagelschmidt ile işbirliği yapmaya karşı duyduğu tiksintiden ayrı olarak, bu sorun onun kederle burkulmuş gönlünden artık çıkmıştı. Herif saray komutanına bu yanıtı teslim eder etmez, başkan görevinden alınıp yerine başmabeyinci Kont Kallheim getirildi ve Elektör Prens’in buyruğuyla Kohlhaas tutuklanarak zincire vuruldu, kentin zindanına atıldı. Bu mektuba dayanılarak aleyhine dava açıldı. Mahkemede kâğıdı önüne tutup yazının kendisinin olduğunu kabul edip etmediğini soran danışmana: “Evet” ve kendisini savunmak için bir şey söyleyip söylemeyeceği sorusuna da gözlerini yere dikerek: “Hayır” yanıtını vermesi üzerine hayvan derisi yüzenlerin çırakları tarafından kızdırılmış kıskaçlarla etlerinin parçalanması ve vücudunun yakılması yargısı verildi.

Zavallı Kohlhaas’ın Dresden’de durumu böyleyken Brandenburg Elektör Prensi onu haksızlık ve keyfiliğin elinden kurtarmak için, Elektör Prenslik başbakanlığına bizzat verdiği bir notayla at tüccarının Brandenburg uyruğunda olduğunu belirtti. Çünkü Spree ırmağı kıyısında birlikte gezerlerken kentin cesur komutanı Bay Heinrich von Geusau ona, bu yabana atılmayacak garip adamın öyküsünü anlatmıştı. Buna şaşırıp kalan efendisinin sıkıştırması üzerine, Başbakan Kont Siegfried von Kallheim’ın yakışık almayan davranışları yüzünden kendi üzerine düşen suçu itiraf etmemek de elinden gelmedi. Bunun üzerine Elektör Prens çok öfkelenerek başbakanı çağırdı: Sorguya çekip, bütün suçun onun Tronka ailesiyle akrabalığında olduğunu anladıktan sonra, onu büyük bir hışımla görevinden alarak yerine Bay Heinrich von Geusau’ı başbakan olarak atadı.

Tam bu sırada bilmediğimiz bir nedenden dolayı, Polonya tahtı, Saksonya hanedanıyla kavgalıydı ve Brandenburg Elektör Prensi’nden Saksonya’ya karşı kendisiyle birleşmesini ısrarla rica etti; bu gibi işlerde usta olan Başbakan Bay Geusau, Kohlhaas’a yapılan haksızlığı, efendisinin buyrukları üzerine, her ne pahasına olursa olsun, hem de herkesin rahatını bir tek kişinin hakkını arayacağım diye bozmadan, düzeltebileceğini umuyordu. Bunun üzerine başbakan, Kohlhaas’ın suçu varsa, Dresden’in Berlin’e göndereceği bir avukat tarafından ileri sürülecek dilekçeye dayanılarak Brandenburg yasalarına göre cezalandırılacağını, onların büsbütün keyfi ve hiç kimsenin hoşuna gitmeyecek davranışlarından dolayı, at tüccarının kayıtsız şartsız ve hemen gönderilmesini istediklerini bildirdi; Elektör Prens’in Kohlhaas’ın Saksonya arazisinde yağızlarının alınması ve başka biçimlerde uğradığı kötü davranış ve zorbalıktan dolayı soylu Wenzel von Tronka’dan hakkını almak üzere Dresden’e göndermek istediği avukat için de pasaport istedi. Saksonya’da görevlerde yapılan değişiklik sırasında devlet şansölyeliği başkanlığına atanmış olan, birçok nedenden ve içinde bulunduğu sıkıntı yüzünden Berlin’i küstürmek istemeyen vekilharç Bay Kunz, gönderilen notadan pek üzgün olan efendisi adına yanıt verdi; ülkede işlediği suçlardan dolayı yasalara göre Kohlhaas’ı cezalandırmak hakkını Dresden Mahkemesi’nden almak istemekle işlenilen haksızlık ve dostça olmayan davranışa şaşıldığını, çünkü onun Saksonya başkentinde oldukça büyük bir mülke sahip bulunduğunun herkesçe bilindiğini, kendisinin de Saksonya uyruğunu asla yadsımadığını yazdı. Fakat bu sırada Polonya hükümdarlığı, istediklerini yerine getirmek için, beş bin kişilik bir orduyu Saksonya sınırına yığdığından ve Başbakan Bay Heinrich von Geusau, at tüccarının adını aldığı Kohlhaasenbrück’ün, Brandenburg arazisinde bulunduğunu ileri sürüp, onun hakkında verilen idam yargısının yerine getirilmesinin devletler hukukuna aykırı sayılacağını bildiğinden Elektör Prens, bu işten elini ayağını çekmek isteyen vekilharç Bay Kunz’un öğüdü üzerine Meissen Prensi Christiern’i çiftliğinden çağırdı ve bu akıllı kişinin birkaç sözüyle Kohlhaas’ı Brandenburg’un isteğine uygun olarak Berlin’e göndermeye karar verdi. Şimdiye kadar gerçekleşen uygunsuz olaylardan dolayı hoşnut olmayan prens, sıkışık bir durumda bulunan efendisinin isteği üzerine Kohlhaas sorununu kendi üstüne almak zorunda kaldı ve ona, Berlin Mahkemesi’nde at tüccarına karşı hangi nedenden dava açılmasını istediğini sordu. Kohlhaas’ın Nagelschmidt’e göndermek istediği mektup çok kötü koşullar altında yazılmış olduğundan, mahkemeye verilmeye bir neden oluşturmayacağı, önce yaptığı yağma ve kundakçılığı da, bildirilerle bağışlanmış olduğundan, anımsatılmak bile istenilmediği için, Elektör Prens Viyana’da bulunan haşmetli İmparatora, Kohlhaas’ın Saksonya’daki baskınını haber vermeye, ülkenin düzenini bozduğu için onu şikâyet etmeye ve hiçbir genel afla bağlı olmayan haşmetpenahtan bu konuda Kohlhaas’a karşı dava açmak için Berlin’e bir avukat göndermesi ricasında bulunmaya karar verdi. Bundan bir hafta sonra, Dresden’e gönderdiği şövalye Friedrich von Malzahn tarafından Kohlhaas, ricası üzerine yetim evlerinden toplattırılan çocuklarıyla birlikte, kapalı bir arabada Berlin’e götürülüyordu. Bir raslantı sonucu olarak Saksonya Elektör Prensi de, vekilharç Bay Kunz ve eşi, valinin kızı ve başkanın kız kardeşi olan Bayan Heloise, başka baylar ve bayanlar, avcı soylular ve başka saraylılarla birlikte, Saksonya sınırında büyük emlak sahibi bulunan vali Kont Aloysius von Kallheim’ın çağrısı üzerine, kendisini eğlendirmek amacıyla onuruna düzenlenen bir geyik avı için Dahme’ye gitmişti. Bütün bu kalabalık bir tepede caddeye dikey bir biçimde kurulmuş olan flamalarla süslü çadırların altında, avın bütün tozu üzerlerinde olduğu halde, yemek sofrasında oturup bir meşe ağacından gelen neşeli müziği dinledikleri ve sakilerle nedimler tarafından hizmet görüldüğü sırada, süvari korumanlarıyla birlikte Dresden yolundan yavaş yavaş gelmekte olan at tüccarının arabası göründü. Çünkü Kohlhaas’ın narin yapılı çocuklarından birinin hastalanması, onları götüren şövalye von Malzahn’ı üç gün Herzberg’de kalmak zorunda bırakmıştı. O, yalnızca hizmet ettiği prense karşı sorumlu olduğu için, Dresden hükümetine bu konuda haber vermeye gerek görmemişti. Avcılar gibi çam dallarıyla süslenmiş olduğu halde, göğsü bağrı yarı açık, gençliğinde ilk göz ağrısı olan Bayan Heloise’nin yanında oturan Elektör Prens, çevresinde sürüp giden eğlencenin şenliğinden neşelenerek: “Haydi gidelim, kim olursa olsun, bu talihsiz adama şu şarap dolu kadehi sunalım!” dedi. Bayan Heloise ona tatlı tatlı bakarak ayağa kalktı, bir nedimin uzattığı gümüş bir kabı masadan yağma edercesine kaptığı meyvalar, gevrek ve ekmekle doldurdu. Bütün orada bulunanlar her çeşit çerezden birer parça alarak büyük bir uğultuyla çadırdan henüz çıkmışlardı ki, vali şaşkın bir çehreyle karşı geldi ve oraya gitmemelerini rica etti. Elektör Prens’in şaşkınlık içinde, ona heyecanının nedenini sorması üzerine vali, vekilharca dönerek arabada bulunanın Kohlhaas olduğunu söyledi. Bu, hiç kimsenin düşünmediği bir haberdi; çünkü herkes onun daha altı gün önce hareket ettiğini biliyordu. Bunun üzerine vekilharç Bay Kunz, şarap dolu bardağını aldı, çadıra dönerek kumun üstüne boşalttı. Elektör Prens kıpkırmızı kesilerek elindekileri, vekilharcın işareti üzerine, bir nedimin önüne tuttuğu tabağın içine koydu ve şövalye Friedrich von Malzahn tanımadığı bu kişileri saygıyla selamlayarak yolu kesen çadır iplerinin arasından yavaş yavaş Dahme’ye doğru yol alırken, Elektör Prens ve yanındakiler valinin çağrısı üzerine, daha fazla ilgi göstermeden çadıra döndüler. Elektör Prens oturur oturmaz, vali, at tüccarının mola vermeden yola devam etmesini sağlamak için, el altından Dahme Belediyesi’ne bir adam gönderdi.