Şarkı söylemeyi kesmişler, gülüyorlardı. O kısa yürüyüş boyunca, yaşlı kadının Cate’nin ninesi, o evin Fontana adında bir meyhane olduğunu, ama savaş çıkalı pek kimsenin uğramadığını öğrendim. “Eğer bu savaş bitmezse,” diyordu ihtiyar, “deden burayı satacak ve hep birlikte köprü altına sığınacağız.”

Bu kez evin arkasında daha az kişi vardı. Fonso, bir başkası ve o kız. Bir ağaç altında elma yiyorlardı. Alçak dallardan kopartıyorlardı elmaları. Yiyor ve gülüyorlardı. Dino çayırın kenarında durmuş, onlara bakıyordu.

Cate yürüyüp onunla konuştu. Ben evin gölgesinde yaşlı kadınla kaldım.

“Geçen gece daha çok kişi vardı,” dedim. “Torino’ da mı kaldılar?”

Yaşlı kadın: “Hepimizin otomobili yok. Geceye kadar çalışanlar var. Tramvay çalışmıyor.” Sonra bana baktı ve

sesini alçalttı, “Beş para etmezlerin sözü geçer oldu,” diye homurdandı. “Sahtekâr insanlar, bizleri hiç umursadıkları yok. Ne hallere koydular bizi!”

Uzaktan Fonso’yu selamladım. Elini sallayarak bana seslenmişti. Aralarında bağrışıyor, birbirlerine elma atıyor, koşuyorlardı. Cate bize döndü.

Evden seslendiler. Karanlıkta bir kapı açılmıştı ve biri “Fonso, zamanı geldi,” dedi.

O anda hepsi, kızlar, delikanlılar, çocuklar, koşuştular ve gözden kayboldular.

Yaşlı kadın içini çekti, “Hıh,” dedi kımıldayarak. “Bunlar da! Bir anlaşsalar. Aralarında yiyip bitiremediler. Olan bize oldu.”

Cate ile yalnız kaldım. “Radyo dinlemeye gelmiyor musun?” dedi bana.

Benimle bir adım attı, sonra durdu.

“Umarım faşist değilsindir,” dedi.

Ciddiydi ve gülüyordu. Elini tuttum, içimi çektim. “Hepimiz öyleyiz, sevgili Cate,” dedim yavaşça. “Öyle olmasaydık isyan etmek, bombalar atmak, canımızı tehlikeye sokmak zorunda kalırdık. Olanlara izin veren ve bununla yetinen, zaten çoktan faşist sayılır.”

“Bu doğru değil,” dedi. “Zamanı bekleniyor. Savaşın bitmesi gerekiyor önce.”

Alınmıştı. Elini tutuyordum.

“Bir zamanlar,” dedim ona gülerek, “böyle şeyler bilmezdin.”

“Sen bir şey yapmıyor musun? Arkadaşların neler yapıyorlar?”

Bunun üzerine ona arkadaşlarımı bir süredir görmediğimi anlattım. Kimi evlenmişti, kimi kimbilir nereye taşınmıştı.