Bir köy evine tıkılmak ve bir daha kımıldamamak.”
“Sanırım her şey sahipsin,” dedi Cate. “Senden iyisi var mı?”
Kızardığımı hissettim. “Bunlar istekler yalnızca, protesto değil,” dedim aceleyle. “Şaka yapıyordum.”
“Ve bu savaşı düşünmemek istemez miydin?” dedi Cate. “Ama bu olanaksız.”
Sessizce yürüdük bir süre. Dino yolda, yanı başımda sıçrıyordu.
‘Yalnızca bitmesini isterdim, o kadar.”
Cate canlı bir edayla başını kaldırdı. Tek söz bile etmedi. “Evet, biliyorum,” diye homurdandım. “Bunun tek yolu düşünmek ve çalışmak. Fonso gibi, ötekiler gibi. Soğuğu işitmemek için suya atlamak gerekli. Ama ya yüzmeyi sevmiyorsan? Ya böyle bir şeyi göze alamıyorsan? Ninenin dediği gibi: Tıkın yerinde olanın umurunda mı olur?”
Cate susuyordu.
“Sen de düşünceni söyle, hanımefendi.”
Cate bana gizlice ve belli belirsiz göz kırptı. “Ne istediğimi çoktan söyledim sana.”
Gözlerini Dino’ya çevirdi. Bir anlık kuşku, bir işaret, anlık bir ima idi sanki bu. Belki de istemsiz bir refleks, bir vaatti.
‘Sen kendini yalnız sanma,’ diyebilirdi. ‘Dino da var...’ Bir süredir düşünüyordum bunu. Ama bu tip şeyler söze dökülemiyor. Zaten o ufacık kuşku bile beni rahatsız ediyordu. ‘Her şey bir yana,’ diye düşündüm. ‘Kim inanır ki? Bana ne Dino’dan!’
“Bu tip şeyleri yapmak ya da yapmamak,” dedim yüksek sesle, “her zaman bir rastlantıdır. Kimse ilk adımı atmaz. Vatanseverler ve kaçakların hepsi dağınık, kaytancı ve tehlike altında insanlar. Çoktan suya düşüp boğulmuş insanlar onlar.”
Cate bunun üzerine şöyle dedi: “Her gün, yeni biri evinde sakin sakin oturabilecekken bu sulara gömülüyor. Tono’yu al ele...”
“Ama burada yaşlı kadın haklı,” diye haykırdım, “bir sınıf kaderi var. Sizi oraya sürdürdüğünüz yaşantı sürüklüyor. Gelecek, fabrikalardadır denmiyor, boşuna! Bu yüzden hoşuma gidiyorsunuz işte.”
Cate bir şey söylemedi, gülümsüyordu.
XIV
Cate öğleden sonra bir saatini evde geçiriyordu, ama artık oraya gitmekten vazgeçmiştim. Vazgeçmiştim, çünkü Fonso ve Nando hep dışarıdaydılar -daha doğrusu kent dışındaydılar- ve dediğim gibi bu işlere ya bulaşılır, ya da bundan sonra başlamanın bir anlamı yoktur. Oyun olsun diye başlamak çok aptalca olur. Ama artık tehlike dört bir yandaydı. -Ne kadar ödlek olursa olsun- hiç kimsenin yarın yatağında uyanacağının garantisi yoktu.
1 comment