Utangaç genç adam ise bir köşeye çekilmiş, D. H. Lawrence’in bir şiir kitabını incelemekteydi.
Köpek kitaplarına meraklı iki bayan, birden kitabevini terkediverdiler. Gordon, onlara kapıyı açtı. Bakmış oldukları kitapları masanın üzerinde öylece bırakmışlardı.
Rüzgâr daha soğuk esiyordu şimdi. Işıkları yakmanın zamanı gelmişti. Yırtılan afişlerden bir parça, şiddetle sağa-sola sallanıyordu.
Birden ürpertici bir rüzgâr eser
Eğilir kavaklar, çıplak ağaçlar,
Ve bacaların kara bulutları
Yerlere eğilirler; rüzgârın kamçıları önünde,
Yırtılan duvar ilânları acıyla çırpınır.
Fena değil.. hiç de fena değil. Fakat devam edecek hali kalmamıştı. Cebindeki parayla oynadı, şıkırdatmamaya çalışarak.. Utangaç genç adam duyabilirdi. Sigara da yok yarına! Bütün kemiklerinin sızladığını hissetti.
Karşı taraftaki Prince of Wales barının ışıkları yanmıştı. Temizlik vardı anlaşılan. Uzaklardan bir tramvay sesi geldi. Yukarıdaki katta Bay McKechnie’nin yürüdüğü duyuluyordu. Dükkâna pek az inerdi patron.
Utangaç genç müşteri, birden yalnız olduğunu
farkederek, suçlu bir ifadeyle Gordon’a baktı. Kitabevlerinin müdavimi sayılan tiplerdendi, ama yine de hiçbir kitapçıda on dakikadan fazla kalmazdı. Hiç konuşmaksızın Lawrence’in şiir kitabını bir eline alıp, diğeriyle cebinden para çıkardı.
«Sarayım» dedi Gordon.
Utangaç genç adam sadece başını sallamakla yetindi. Mümkün olduğu kadar az konuşmak adetindeydi.
Yine yalnız kalmıştı Gordon. Tekrar kapıya yöneldi. Prince of Wales barındaki saat, üçü çeyrek geçtiğini bildiriyordu.
Buçukta yakmalı ışıkları. Dükkânı kapatmaya dört saat üç çeyrek kaldı. Akşam yemeğine ise beşbuçuk saat.. Cepte topu topu beşbuçuk peni.. Yarına sigara yok..
Gordon, birden sigara içmek için müthiş bir arzuya kapıldı. Oysa bu öğleden sonra hiç sigara iç-memeye karar vermişti. Sadece dört tane kalmıştı pakette. Onları geceye saklamalıydı; yazarken sigarasız duramazdı. Fakat yine de dayanamayıp, paketi çıkarttı. Aslında hiç de doğru yapmıyordu; şimdi içilen bir sigara, bu gece yarım saat daha az çalışmasına, daha az yazmasına sebep olacaktı. Ama artık iş işten geçmişti: büyük bir zevkle, dumanı ciğerlerine çekti.
Bakışları camdaki hayâline takıldı yine: Gordon Comstock, «Fareler» adlı şiir kitabının yazarı..
1 comment